Mağusa Limanını Kim Söylüyor? Sorusu Üzerine Hayatımın Derin Düşünceleri
Sorunun Gerçek Anlamı: Mağusa Limanını Kim Söylüyor?
İzmir’de yaşıyorum, 25 yaşındayım ve günlük hayatımda sürekli espriler yaparak etrafımı güldürmeye çalışıyorum. Ama içimde bir fırtına var, anlamadıkları, anlatamadığım… Mağusa limanını kim söylüyor? sorusu! Hep kafamı kurcalıyor. Gerçekten kim söylüyor? Hani derler ya, “Her şeyin bir zamanı var.” Belki de bu soruyu sormak için o zamanı bekledim.
Hani bazen bir lafı duyarsınız ve birden zihninizin içinde küçük bir kıkırdama başlar. İşte Mağusa limanını kim söylüyor? bu tür bir soru işte! Aslında gündelik hayatta çok da anlamı olmayan ama insanı derin düşüncelere sevk eden bir şey. Sokağa çıktığınızda birine “Mağusa limanını kim söylüyor?” diye sorarsanız, herhalde ya “Ne?” derler ya da “Ne alakası var?” diye bakarlar. Ama işte burada devreye benim gibi içsel bir espri yapma sevdalısı bir insan giriyor.
Sahne 1: Toplu Taşıma Yolculuğu ve İçsel Çıkış
Bir gün, sabah işe giderken metrobüse bindim. Yani klasik bir sabah trafiği. Herkes surat asmış, kimse kimseyle göz göze gelmek istemiyor. Birden iç sesim devreye giriyor:
“Mağusa limanını kim söylüyor?”
Hemen düşünmeye başlıyorum: Bu soruyu metrobüste sorarsam kimse anlamaz ama belki de şu an herkesin aslında düşündüğü ama söyleyemediği bir şeyi dile getirebilirim. Ne dersiniz?
Birkaç saniye sonra, yanımda oturan adamın kafasında kocaman bir soru işareti oluşuyor. “Bu çocuk, ciddi mi ya?” bakışlarıyla bana bakıyor. Hemen iç sesime dönüyorum:
“Hayır, bu senin işin değil, herkesin böyle düşünmesi gerekiyor.”
Ama sonra birden fark ediyorum: Bu sadece ben değil, toplu taşıma araçlarında herkesin bir şekilde kafa yorarak yaşadığı anlar değil mi? Belki de Mağusa limanını kim söylüyor? sorusu, o anları çok güzel bir şekilde yansıtıyor. Belki de hayatın akışında, biz ne kadar derinleşmek istesek de, bazen sadece yüzeyde kalmalıyız.
Sahne 2: Kafede Sohbet ve Mağusa Limanı
Arkadaşlarımla bir kafeye oturduk, kahve içiyoruz. Biri telefonuyla fotoğraf çekerken, diğeri Instagram’da bir şeyler paylaşıyor. Bir an, ortam sessizleşiyor. Ve işte o an… Beni tanıyanlar çok iyi bilir, bazen anlık esprilerimle ortamı 180 derece değiştiririm. O an, kafedeki sessizliği bozan sesim duyuluyor:
“Mağusa limanını kim söylüyor?”
Herkes birkaç saniye sustu, anlamaya çalışıyor. Biri “Hı?” dedi, diğeri ise “Mağusa limanı ne ya?” diye sordu. O sırada içimden bir kahkaha patlatıyorum ama hemen toparlıyorum. O anda gerçekten iç sesim bana “Her şeyi fazla mı düşünüyorum acaba?” diye soruyor.
Ama bakın, bu soru gerçekten herkesin içinde bazen uyanan bir düşüncedir. Herkesin sesini duyduğu ama kelimelere dökemediği bir soru. Hani bazen düşündüğümüzde çok komik olur, ama dilimizden çıkmaz. Aslında Mağusa limanını kim söylüyor? sorusu, hiç de komik değil. Kişisel bir derinlik arayışı! Kafelerde, sokakta, metrobüste hepimizi etkileyen, fark etmediğimiz bir şey…
Sahne 3: İçsel Çelişkim ve Gerçeklik
Sonunda bir gece evde yalnızken, bu soruyu daha da derinlemesine düşündüm. Hadi gelin, birlikte biraz daha derinleşelim. Ya gerçekten Mağusa limanını kim söylüyor? Belki de bu sadece İstanbul’daki bir semtte yaşayan birinin düşündüğü bir şey değildir. Bunu her şehirdeki insan bir noktada soruyordur. Hem de hiç düşünmeden. O kadar gündelik ve küçük bir şeydir ki bu, herkesin cevabını bildiği ama kimsenin yüksek sesle söylemediği bir şeydir.
Bir bakıma, Mağusa limanını kim söylüyor? sorusu, ne kadar normal yaşadığımızı sorgulatıyor. Sosyal medya paylaşımlarımız, her anın kaydedilmesi, hatta sadece kahvemizi içtiğimiz anı bile paylaşmamız… Hepsi birer Mağusa limanı. Herkes bir şekilde içinde “kim söylüyor?” sorusunu soruyor ama kimse itiraf etmiyor. Herkes bir şekilde sadece “Yok, ben bu kadar derin düşünmem” diyor.
Sonuç: Mağusa Limanı ve Gerçekten Kim Söylüyor?
Yani işin sonunda, Mağusa limanını kim söylüyor? sorusu, hayatın içindeki küçük esprilerden daha fazlasıdır. Bu, belki de her birimizin içindeki soruyu, o sıradan anlarda fark ettiğimiz ama kimseye söyleyemediğimiz bir sorudur. Belki de bir gün, biri çıkıp bu soruyu sesli sorarsa, hepimiz birden “Evet!” diyeceğiz ve her şey bir anda açıklığa kavuşacak.
Ya da belki de, yine sormazsak, kafede kahvemizi içerken, metrobüste sessizce yol alırken bu soruyu hep kafamızda taşırız. Ama bu işte, o soruyu soran kişi olmak da bazen çok anlamlı, değil mi?